Kartal’ın sessiz sabahlarına alışkındı travesti Funda. İstanbul’un karmaşasının içinde Kartal, onun için bir nefes alma noktası gibiydi. Her sabah rutin olarak saat 7’de uyanır, uykusunu açmak için önce sert bir kahve hazırlar ve pencerenin önünde oturup kalabalıklaşmaya başlayan sokakları izlerdi. Kartal’da yaşamanın hem ayrıcalıklı hem de zorluklarla dolu yönlerini biliyordu. Ama bu semti seviyordu; burası onun yuvasıydı.
Havanın serin olduğu bir sabah, kahvesini içip kısa bir hazırlıktan sonra dışarı çıktı. Yürüyüş yapmak, hem bedenini hem de zihnini dinç tutuyordu. Sıradan bir gün gibi başlamıştı, ama o sabah Funda’yı bekleyen olaylar hiç de sıradan olmayacaktı. Yağmurun dinmek üzere olduğu sokaklarda, hafif ıslak kaldırım taşlarının üzerinden yürürken, mahalle esnafına selam vermeyi ihmal etmedi. Kendine has bir şıklığı vardı; bileğine bağladığı ince bir fular ve sade ama zarif yürüyüş ayakkabılarıyla dikkat çekiyordu. Funda, “Kartal Travesti” dendiğinde akla gelen zarif bir isimdi.
Kartal Travesti ve Beklenmedik Karşılaşma
Yürüyüşüne devam ederken Kartal Meydanı’na doğru ilerledi. Birkaç blok ötede, beklemediği bir yüz karşısına çıkacaktı. Gözlerini kısıp bakınca, yanlış görmediğini anladı. Karşısında lise yıllarından tanıdığı Gül vardı! Gül, onun için sadece bir arkadaş değil, aynı zamanda hayatına dokunmuş özel bir insandı. Ama yıllardır görüşmüyorlardı. İlk şaşkınlık anında ikisi de birkaç saniye hareketsiz kaldı. Sonra birbirlerine doğru bir adım atarak, gülümseyerek kucaklaştılar.
“Funda, bunca yıl sonra seni burada görmek inanılmaz!” dedi Gül, heyecanla.
“Gül! Sen burada ne yapıyorsun? Ne zamandır Kartal’dasın?” diye cevap verdi Funda.
Gül’ün gözlerinde geçmişin tatlı bir hüznü vardı. Bir bank bulup hemen oturdular ve sohbete başladılar.
Geçmişe Dair Anılar ve Bugünün Gerçekleri
Gül, yıllarca yurtdışında yaşadığını söyledi. O dönemlerdeki kopukluk, doğal bir mesafeydi belki ama Funda için geçmişin anıları çok canlıydı. Sohbet ilerledikçe lise yıllarına ve o yıllarda paylaştıkları anılara döndüler. Funda’nın bir travesti olarak yaşadığı zorluklar o yıllarda başlamıştı. Ancak Gül daima onun yanında olmuş, toplumsal baskılara ve önyargılara rağmen onu desteklemişti.
“Sana o dönemlerde yeterince destek olamadığımı hissediyorum, Funda,” dedi Gül, pişmanlık dolu bir ses tonuyla.
Funda’nın gözleri doldu. “Ama unutma, sen benim tek sığınağımdın. O destek olmasaydı bugün burada olmazdım,” diye cevap verdi.
Konuşmaları uzadıkça Funda’nın yüzündeki o yorgun ama güçlü tebessüm, Gül’ü derinden etkiliyordu. Ona Kartal’daki yaşamını, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışırken yaşadığı mücadeleleri ve sonunda kazandığı özgürlüğü anlattı.
“Biliyor musun, Kartal benim için sadece bir semt değil. Burada kendi kimliğimle kabul gördüm, kendime bir hayat kurdum. Artık çevremde beni olduğum gibi seven insanlar var,” dedi Funda, gözlerinde bir gurur ışıltısıyla.
Kartal Travesti Kızların Yeni Bakış Açıları
Eski arkadaşını görmüş olmak, Funda’yı hem duygusal hem de düşünsel anlamda harekete geçirmişti. Yaşadığı zorluklar geçmişte kalmış gibiydi ama hala onlara dair izler taşıyordu. Bu karşılaşma ona geçmişiyle barışmanın ve bugünü kucaklamanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Gül’le birlikte geçirdikleri bu kısa süre, ona hayatın aslında küçük anlarla ne kadar anlam kazandığını gösterdi.
Vedalaşma zamanı geldiğinde Gül, “Artık seni hiç kaybetmek istemiyorum,” dedi, sertçe Funda’yı sararken.
“Sen asla kaybolmazsın Gül,” dedi Funda, bütün içtenliğiyle.
Funda’nın Eve Dönüşü
Funda eve döndüğünde düşünceli bir şekilde çayını yudumluyordu. Kartal onun için her gün sürprizlerle dolu olabilirdi, ama bu sabahtaki karşılaşma ona bambaşka bir umut vermişti. “Kartal Travesti olarak burada var olmak, mücadelemin bir parçası ama aynı zamanda zaferim,” diye düşündü kendi kendine.
O gün, Funda yalnızca geçmişin güzel bir anısını değil, aynı zamanda geleceğe dair yepyeni bir bakış açısını da cebine koymuştu.